
Homeoffice; her ne kadar insanın kendi evi olsa ve işlerini evden halletmek çok cazip görünse de, aslında çalışması en güç ortamlardan biridir…
- Saat disiplinini sağlamak, zamanı etkin kullanmak pek mümkün olmaz.
- Ev işlerinden, ev ortamının verdiği rahatlıktan kurtulup, bir türlü çalışma moduna geçilemez.
- Evinizde arkadaşlarınızı, komşularınızı dilediğiniz gibi ağırlayabilirsiniz. Ama müşterilerinizi veya birlikte çalıştığınız diğer misafirlerinizi, yaşam alanınızda ağırlamak pek de profesyonelce görünmeyebilir.
- Tüm gün evde tek başına çalışan insan sosyalleşmeye fırsat bulamaz. Farklı ortamlara girip farklı insanlarla tanışmak giderek zorlaşır. Fikir alışverişi yapabileceği, ilham alabileceği ortamlara ihtiyaç duyar.
- Çocuk sahibi olanlar için evde çalışmak, çocuğunu ofise götürmek gibidir. (?) Hem çocuğun oyun oynayıp eğlenebileceği hem de sizin rahat çalışabileceğiniz bir ortam yaratmak oldukça zordur.
Cafeler de günümüzde, bağımsız çalışanlar tarafından oldukça rağbet gören bir seçenek. Ancak, çalışma ortamı yaratmak amacıyla kurulmuş bir mekan değildir. Birtakım dezavantajlarının olduğu göz ardı edilemez…
- Karışık ve gürültülü bir ortamdır. İnsanın dikkatini toplayıp işine odaklanması oldukça zordur.
- Cafelerde, tükettiğiniz ve misafirinize ısmarladığınız çay, kahveye para verirsiniz, karşılığında ise ideal bir çalışma ortamı elde edemezsiniz. Oysa sizin asıl ihtiyacınız olan şey, verimli bir çalışma ortamıdır, yanında da çalışmanıza eşlik edecek birkaç ikram…
Standart ofisler ise, sabah 09:00 – akşam 17:00 mesai tarzına alışkın olmayan kreatif sektör insanının ilk tercihi değildir…
- Standart ofisler, iş merkezleri çoğunlukla tekdüze, sıkıcı, büro tipinde mekanlardır. İnsanı motive edecek, yaratıcılığı besleyecek hiçbir unsur yoktur neredeyse.
- Genellikle bireysel olarak kiralanan ofislerdir. İletişim kurabilecek, paylaşımda bulunacak bir topluluk için kurulmamıştır.